Create Shock Text


   
 
  NBA TAKIMLARI

ein Bild DOST MUSUN DÜŞMAN MI? Gülüp geçilen bir sezonun ardından böyle şaşırtıcı bir çöküş kimsenin beklemediği olaydı.Ligin 1.si Dallas play-off biletini son anda alan Golden State'e 4-2 yenilmesi unutulmazlar arasına girmişti.Halbuki sezon öncesinde herşey Dallas'tan yanaydi.Bütün tahminler 4-0 veya 4-1 ile Dallas'ın yanındaydı.Aslına bakılacak olursada GSW nin Dallas'ı yenmek gibi bir amacı yoktu.Onlar Play-off a çıkıp, lig 1.sine elenmiş bir takım olarak anılmaya razılardı.Ama gökten inen siyah bir el her şeyi değiştirdi.O al Avery Johnson'a aitti.Geçen sene bizi şampiyonluktan eden genç koçun bu sene yine acemiliği tuttu.Bütün sezon herkesin imrendiği sistemi değiştirdi.Run'n gun oynayan GSW nin sistemine geçmeye çalıştı.Ama gördük ki boynuz kulağı hala geçememiş.Don Nelson Dallas'ın bu hamlesini rahatlıkla karşıladı. 1. maçta D.George ilk beşe yerleşiyor;ribantlar başabaş gidiyor;Boyalı alan sayılar eşit oluryor ve Fast breakte bizimkinden 14 sayı fazla atıp maçı bu farkla kazanıyorlar. 2. maçta Dampier tekrar ilk 5 e geçiyor.Stackhouse tan da beklediğimiz destek gelince maçı kazanıyoruz. 3. maçta boyalı alanı hala kullanamıyoruz.Boyalı alanda 52-30 fark yiyerek maçı kaybediyoruz. 4. maçta ribantlarda üstün olmamıza rağmen Baron'ı tutamıyoruz.Takımını iyi oynatan Baron GSW nin fast breaklerde 25-4 lük üstünlük getiriyor. 5. maçta bireysel olarak herkes iyi bir oyun çıkardı.GSW %47 ile 16 üçlük attı.Biz % 45 ile 10 üçlük attık. 6. maçta onlar üçlüklere devam etti, biz edemedik....(%47-%32) Ve hazin son...... Bu seride en çok duyduğumuz şey:"Dallas Baron'u tutarsa...".Ama bir türlü tutamadık.Aynı şeyi geçen sene Wade içinde söylemiştik dimi.Ben kısa bir savunmacı alınması gerektiğini yazmıştım foruma.Ama bizim forumu okumayan Cuban bir şampiyonluktan oldu.Bizi de kanser yaptı. Ama savunmacı yok diye yenilmedik aslında.Kadromuz şampiyonluğa yetecek bir kadro.Bunu sezon içinde onlarca maçta gösterdik.Bizim çöküşümüzün sebebi bir sezon boyunca yaptığımız doğrulardan vazgeçmemiz oldu.Bir anda koşmaya başladık.Yetişemedik.Pota altını kullanmamız gerektiğini uzaydan astronotlar gördü AJ göremedi.Bir türlü takımı geri koşturamadı.SAS'ın Phoenix karşısında gösterdiği sabrı, duruşu gösteremedik ki Phoneix GSW den 5 gömlek büyük bir takım.Bir iki maç yenilincede bir anda Golden taraftarları tarafından "Aaa neden tarih yazmıyoruz " sesleri yükseldi.Salonda müthiş bir atmosfer oluşturdular.T-shirtler propoganda....Herşey tamamdı.Sonuç olarak tarih yazıldı.Finalde kaybetmek bizi çok üzmüştü.İlaçlar, sezon içinde alınan galbiylerle iyileşme safhasına girmiştik, ama ilk turda gömülmek benim gibi bir çok taraftarı tekrar depresyona soktu.O sezon yazımdan eser yok şimdi. Artık off-season'a bakıcaz.Zor ama bir post up oyuncusu bulmamız lazım.Birde kısa savunmacı.Yıldız olmasına gerek yok.İhtiyacımız olduğunda kullanalım yeter.Avrupa bostanlarından bir post up bilen uzun, savunmacı bir draft seçimi ile gelecek sezon şansa daha az ihtiyacımız olacaktır. Geçen sene sadece Miami taraftarlarınca dalga geçilebiliyorduk ama şimdi herkes geçiyor.(Gerçi miami daha beter).Bu lekeyi silmemiz lazım
ein Bild YİNE BAŞA DÖNDÜK 2005-2006 senesini, tarihinin kara sayfalarına gömen Rockets, 2006-2007 sezonunu önemli değişiklerle ve kağıt üzerinde mükemmele yakın kadrosuyla açtı. Koç Jeff Van Gundy’nin ve takımının, sezon başında koydukları yüksek hedeflere ulaşamaması için tek neden, bir önceki sene başlarına dert açan sakatlıklardan başka bir şey olamazdı. Hatta bir önceki hayal kırıcı sezonun, oyuncular üzerinde adeta bir açlık hissi yaratacağını ve bu hissin Rockets’ı - 10 yıl sonra - özlediği yerlere dönmesini sağlayacağını söyleyenlerin sayısı hiç de az değildi. Peki bu 2 tane All-Star çevresine doğru parçaları bulma yöntemiyle oluşturulan bu takım, neden Playofflarda koyduğu hedeflerin çok çok uzağında kaldı?. En azından bir 2. tur hasretini sona erdirememenin ardında yatan gerçekler nelerdi?. Bu talihsiz kaderi tersine çevirmek için neler gerekli?. Ve takımımızın geleceğine dair birkaç görüşümüz yer alacak yazımızda. Sezona iddialı bir giriş yapan hatta oynadığı ilk 20 maçın 14’ünü kazanarak, tahminleri doğrulayan takım, nasıl olurda tırnakları ile söküp aldığı saha avantajını bu kadar kötü kullanır ve serinin son maçını kaybederek elenir anlamak gerçekten çok zor; ancak gerekçeler sezon içi yazılarımızda da bahsettiğimiz adeta kronikleşmiş hatalarımız. Bunlar neler: Birincisi ve en önemlisi JVG’nin çok başarılı, disiplinli ve kurt bir hoca olmasına rağmen, sezon boyunca kullandığı kötü oyuncu rotasyonu gösterilebilir. Bizlere Rudy Gay takasını unutturan Bonzi Wells ile ilk ayında kavga etmesi ve oyuncuyu mental açıdan yok edip, bir daha kazanmaya çalışmaması; sezon başında fazlaca kullandığı Kirk Synder’ın şansız bir şekilde sakatlanmasından sonra ona eskisi kadar süre vermemesi; Bob Sura’nın yokluğunu aratmayacağı düşünülerek alınan yunan gard Spanoulis’i benchi ısıtmaya mahkum etmesi ve benim ve birçok Rockets taraftarının sabırsızlıkla oyuna girmesini beklediği, mükemmel şutör çaylak Novak’i de takım elbiselere mahkum etmesi zaten kısıtlı katkı alınan benchten, özellikle Playofflar gibi önemli bir yerde bizi mahrum etmiş ve olası başarılardan uzakta bırakmıştır. Aklındaki en iyi rotasyon dışına, sadece sakatlıklarda çıkan JVG’nin en büyük hatası ise, sezonda içerisinde bizleri korkutacak düzeyde istikrarsız oynayan oyunculara bir önlem getirememiş olmasıdır. T-Mac’in oyun kurucu rolünü üstlenmesinden sonra, JVG bu mevkiide oynayan oyuncularından sadece yüzdeli 3’lük atmalarını beklediğinden, ve bu kalıbın dışına çıkmak istemediğinden farklı meziyetleri olan V-Span tamamen devreden çıkarılmış ve bu görevi tek başına Rafer Alston’ın üzerine yıkılmıştır. Sezon başında bu yükümlülüğünün farkında olan Skip şut yüzdesini belli bir oranda geliştirse de, normal sezonda dahi 45 dakikaya yakın bir görev alan oyuncudan, sürekli iyi performans beklemek özellikle Playofflar için sadece gülünçtür. İşte bu açığı doldurma görevi, ölü sezonun tek incisi Luther Head’e kalınca, bu sefer 2 numara pozisyonunda T-Mac dışında başka bir oyuncunun olmayışı anlamına geliyor ki, bu bölgeye ilaç olabilecek Bonzi Wells’e ne bu görev verildi ne de takas zamanında bu oyuncuya gelen teklifler değerlendirilerek bu açık kapatılabildi. Sert ve akıllı savunmasıyla bu sezon Rockets’ın önemli defansif istatistiklerde zirveye çıkmasını sağlayan Shane Battier’ın, ona yaratılan pozisyonlardaki istikrarsız şut yüzdesi ise, özellikle Playoffda defanstaki gayretini adeta sıfırladı ve yükün daha çok Yao Ming üstünde toplanmasına neden oldu. Son yıllarda sürekli bir oyuncu sirkülasyonu izlediğimiz 4 numara pozisyonda oynayan oyuncularımızdan, bir tanesinin sadece ofansif diğerinin ise sadece defansif anlamda katkı sağlayabilmesi, takımların karşı taktiklerini daha kolay belirleme şansı verdi ki bu konunun başka bir boyutu. Bu problem maçın kritik yerlerinde yani hem defansif hem ofansif katkı beklenilen zamanlarda bizi ve koç JVG’i fazlasıyla zorlayarak nihai başarısızlığa itti. 5 numara pozisyonunda tartışmasız ligin en iyi pivotu olan Yao Ming’in yedekliğini yapan Mutombo’nun artık azalan refleksleri ve sezon içerisinde yaptığımız tek takas olan Thakalidis’in de JVG’nn gözüne girmekten çok uzaklarda olması Yao’yu bu pozisyonda tek bırakırken, hepsinin toplamı kısaca JVG’nin sezon boyunca kurduğu oyuncu kadrosunun yetersizliğini ortaya açık seçik koyuyordu. Öyle ki JVG’nin en iyi olduğunu iddia ettiği 8 kişilik rotasyonun yaptığı katkının toplamı, çok iyi 5 kişilik rotasyondan başka bir şey değildi. Başka bir değişle tüm sezonun 5 kişiyle bitirilmesine adeta göz yumuldu. Takımda görülen eksiklerin hiç biri kapatılmaya çalışılmadı ve başka bir Playoff serisinde daha başarısızlık yaşanılarak bu güzel sezon sona erdi. Bu noktada suçlu tespiti sanırım çok kolay. Ancak kesinlikle bu tüm yükü koç JVG’ye bırakmak gerçekten çok zor. Bu yıl son senesini yaşadığı için başarılı bir şekilde misyonunu tamamlamak isteyen Carroll Dawson, görevini sessiz bir şekilde Darly Morey’e bırakacağından ötürü kaynaklanan bir yönetim boşluğu, takım - koç arasındaki ilişkiye el atmadığı gibi, takımdan ayrılmak istediğini açıkça belirten oyuncuların yerine sınırlı bile olsa katkı yapabilecek oyuncuların takıma kazandırılmaya çalışılmaması, takımı daha evvel söylediğimiz gibi 5 kişilik takım haline getirmiştir. Bu durum takımın 2 süper starı üstünde büyük bir yük oluşturduğundan dolayıdır ki, 2 süper starımızın da iyi savunulduğu maçlar kaybedilmiştir ve buna en iyi örnek Utah serisi 7. maçtır. Belleklerimizi zorlayıp, şampiyon olduğumuz 95 senesine baktığımızda bu günkü kadro yapısından farklı bir sistem olmadığını görürüz. Müthiş skorer Drexler ve müthiş pivot Hakeem’in yanında müthiş katkılar sağlayan Sam Cassell, Robert Horry ve Kenny Smith gibi oyuncular bu 2 süper starın etrafındaki boşlukları fazlaca kapatabilmiş ve şehre 2 yıl üst üste şampiyonluk kazandırabilmiştir. Ancak bu seneki kadroya baktığımızda yukarıda saydığımız oyuncuların defansif anlamdaki katkılarını olmasa da ofansif katkılarını aradığımızı söylemeliyiz. Bu noktada vurgulamak istediğimiz düşünce, koç JVG’nin şampiyonluğa giden tek yolu olarak gördüğü defansif ağırlıklı sistemimizin yanına çeşitli ofansif bir güç oluşturamamamız. Bunun sorumluluğunu kendisinde aramayan yönetim koç JVG ile yollarını ayırarak, bu başarısızlıkların kurulu düzenden kaynaklandığını iddia etmiş olsa da, NBA’de son 10 yılda şampiyon olan takımlar arasında Los Angeles Lakers’ı , son 10 yıldır defansif kategori canavarı San Antonio Spurs’ü ve kendini defans ile tanımlayan Detroit Pistons’ı görünce; JVG’nin haksiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Diğer bir yandan ofansif açığı birinci açıdan görmesi ve yönetimi bu konuda uyarması gereken de aynı koç JVG’dir. Tracy McGrady’nin takıma gelmesinden ve gerçek anlamda 2 star modeline dönülmesinden sonraki 3 sezonun küçük bir analizini yaptığımızda, oyun kurucu ve pota altında oyuncu sıkıntısı çekmemiz affedilemez bir yönetim zaafıdır. Asli görevi oyun kurucu olmamasına rağmen takımı yönetebilen tarzda oyunuyla o açığı kapatan Bob Sura’nın sakatlığından sonra bu bölgede oynayan Mike James’in bitmeyen bencilliği ve ondan sonra gelen Rafer Alston’ın yarı saha basketbolunda yaratıcı özelliği olmaması, bizi adeta oyun kurucusuz oynamaya itmiştir. Bu kusuru, oyun kuruculuk görevini takımın adeta tek skorer oyuncusu olan T-Mac’in üstüne yıkarak örtme fikri, sezon içerisinde meyve verse de Playofflarda bu oyuncunun aşırı yorulmasına ve seri sonunda gözyaşlarına boğulmasına neden olmuştur. Aynı şekilde 3 sene önce Dallas Mavericks serisi öncesinde sakatlanarak bizi 4 numara pozisonunda yalnız bırakmak zorunda kalan Juwan Howard’ın yanına 2 sene içerisinde sadece defansif özellikleri olan bir oyuncu olan Chuck Hayes’in monte edilmiş olması, bir yandan takımı daha çok ofansif acizliğe ittiği gibi, yaşlanan Juwan Howard’ı da defansif mentaliteden oldukça uzaklaştırmamış mıdır. İşte bu adeta kronikleşmiş ve düzeltilmeye çalışılmamış hatalar tek bir kişinin yani JVG’nin üzerine atılmamalıydı. Çünkü burada asıl hata bulunması gereken taraf 4 yıldır takımda yaptıkları değişikliklerle en iyi 52 galibiyet alabilmiş yönetimde.Ancak bardağın dolu kısmında bakmak gerekirse önümüzdeki sezon genel menajerlik koltuğunda tek başına oturacak olan Darly Morey’nin bu gidişatı değiştirmeye çalışması. Önümüzdeki off-season’ın çok büyük hareketliliklere gebe olduğunu söylemek için falcı olmaya gerek yok. İstatistik dahisi olan Morey, daha önce çalıştığı Boston Celtics takımına kazandırdığı genç yeteneklerle takımı belki üst sıralara çıkartamadı ancak takıma kazandırdıkları gençlerle adeta takımın tüm gediklerine merhem sürmeyi başardı. Muhtemelen 25-30. sıralarda gireceğimiz Nba Draft’ında ve hala değeri olan oyuncularımızla gerçekleştireceğine inandığım iyi birkaç takas yoluyla, Boston’da gerçekleştirdiği başarıyı tekrarlarsa sanırım 60’lara göz kırpan bir takım olmamak işten değil. Bunun yanında şu sıralar adı sıkça telafuz edilen Rick Adelman’ın da göreve gelmesi halinde, eski Adelman takımlarından tanıdığımız ofansif varyasyonların takıma adapte edilmesi halinde, en azından playoff ilk turları için kesin konuşmaya başlayabileceğimizi ummuyorum. 4 yıldır JVG ile birlikte takımın felsefesi haline gelen defansif sisteme, Adalmen’ın daha önce Portland’da ve Sacramento’da uyguladığı sistemi eklediğimizde, bu günkünden daha güçlü ve daha korkutucu bir takımı şimdiden izlemek istiyorum. Ancak bu tarz hayalleri gerçeğe dönüştürmek için daha öncede bahsettiğimiz 1 ve 4 numaralardaki sorunumuzu gidermemiz ve kullanmadığımız benchimizi hayata döndürmeliyiz. Bunların gerçekleştiği ölçüde başarının geleceğine zaten kimsenin şüphesi olmasa gerek.
ein Bild Bu Evlilikten Doğan Çocuk Ya Sakat Olursa Detroit Pistons’la ilgili ilk yazımda Coach Flip Saunders’a yüklenmiş ağır bir dille eleştirmiştim. Ama hayatta herkesin tekrar verilmesi gereken şansa hatta şanslara hakkı vardır. Bizim gelecek sezon Coachumuz Flip Saunders olduğuna göre artık oturup ağlamanın bir anlamı yok. Gelecekte neler olur bunları tartışmak ya da yorumlamak daha mantıklı olan yol. Ara başlıklar halinde kısa kısa Detroit turuna başlıyoruz. GEMİLERİ YAKAMADILAR Joe Dumars, Flip Saunders’ın kaldığını açıkladığı gün şunu düşündüm; Rasheed Wallace gidiyor. Bu ikilinin birbirini sevmediği biliniyor. Ve geçtiğimiz sezon aralarında soğuk savaş olduğunu da yapılan açıklamlardan gördük. Sheed’e ya bir Larry Brown bulacaksınız ya da onu öyle kabul edeceksiniz. Saunders’a kalsa o Sheed’i gönderelim derdi buna eminim ama Dumars buna izin vermedi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demek geliyor insanın içinden. Madem Saunders’a güveniyorsun o zaman bırak da adam istediği tarzda bir kadro oluştursun. Eğer buna müsaade etmeyecek kadar güvenmiyorsan o zaman Saunders’ı orda tutmanın manası ne... ZORAKİ EVLİLİK DE ÇOCUK SAKAT KALIRSA? Pistons kendi ilkeriyle ters düştü gemileri yakamadı. Ne Sheed’e ne Saunders’a, İkisinden birine kıyamadı. Zoraki bir aşk yaşanacak The Palace’da. Bu evlilikten doğan çocuk umarız sakat olmaz. Eğer olursa bu bedeli kim öder ya da nasıl öder orası meçhul.. Dumars elbette bunları düşünüyordur. Bekara karı boşamak kolay gelir. Mutlaka organizasyon içinde hesaplanmış şeyler vardır. Ama bazı riskler vardır sonuçlarını ne kadar hesaplarsanız hesaplayın bzaen düşünmediğiniz kadar büyük sorunlara yol açar. BILLUPS-MCDYESS İYİ AMA YA HILL ? Chauncey Billups ve Antonio McDyess’ın takımda kalmaları gayet olumlu oldu. Point guard konusunda kısır kalan NBA’de eldeki değeri kaybetmek aptallıktan öteye gitmezdi. Chauncey Billups gibi bir adamı kaybetmek Pistons’ı otomatik olarak play-off tablosunun bile dışına itecek zincirleme olayların başlangıcı olurdu. Billups’ın kalmasından sonra daha önce pek de etik davranmayan ve gereksiz kaprisler yapan (Billups giderse bende kendi yolumu çizerim gibi konuşmalarıyla nam salan) McDyess’la anlaşma sağlanması kısır bench için olumlu bir hamle oldu. Grant Hill hamlesi beklerken herkes, Hill’in Suns’a gitmesi Pistons fanlarını da üzdü. Oysa Pistons’ın aradığı 6.Adam Grant Hill’di. Ki Hill, fazla sertlik yanlısı olmayan ve takımı yumuşatayım diye canı çıkan Saunders’ın da istediği türeden bir oyuncuydu. Pistons, Hill’in Suns’a gidişiyle aslında kendi adına çok şey kaybetti. Ama kazandıklarını da görmezden gelmek olmaz. WEBBER KALMALI Michigan doğumlu olan ve Detroit taraftarının çok sevdiği Chris Webber konusu ise şuan hala muamma. C-Webb, yapacağını yaptı. Öncelik Detroit’te eğer isterlerse kalırım mesajını da verdi. Ama Pistons cephesinden şuan için net bir adım yok. Webber –her ne kadar sert takım savunması içinde zayıf halka olarak nitilendirilse de- Pistons için kalması gereken bir isim. Webber’ı 20-25 dakika kullansa bile takım çok şey kazanır. Nazr Mohammed’e bakınca Webber’ın ölüsünün bile ne kadar değerli olduğunu anlaıyoruz. En azından Webber’ın pota altı varyasyonları, Nazr’lı geçen esaret günlerinden sonra ilaç gibi geliyor. Webber’dan iyisini bulmayacağına göre göndermeyeceksin. DRAFT TAM BİR PİYANGO Draft da 15&27 sıralardan seçilen Rodney Stuckey ve Arron Afflalo ikilisi, Pistons’ın Rip Hamilton/Chauncey Billups’dan sonra yakalayabileceği en iyi guard ikilisi olacaktır. İki genç guard, Vegas’da düzenlenen Yaz Ligin de büyük umutlar verirken özellikle Stuckey, oynadığı oyun ve gösterdiği performansla Pistons’ın geleceğine damga vuracağının sinyallerini verdi. Rodney, Yaz Ligini; 19 sayı, 4 ribaunt, 2.6 asist, 1.2 top çalmayla bitirdi. Afflalo ise Yaz Ligini; 14.4 sayı, 3.4 ribaunt, 1.4 asist'le tamamladı. GENÇLEŞTİRME OPERASYONU Bu iki genç oyuncunun yanı sıra Pistons geçen sene potansiyelini gösteren Jason Maxiell ve Amir Johnson gibi gençleri de kazandı. Özellikle Maxiell, oynadığı maçlarda şunu gösterdi ki; İkinci bir Ben Wallace geliyor. Maxiell, oldukça sert oyun anlayışının yanı sıra cesur yapısıyla da Bad Boys ruhuna uyuyor. Tek eksiği orta mesafe şutları. Bunu da geliştirdiği an da Pistons pota altı müthiş bir adam kazanmış olacak. Amir Johnson ise eğer kendine biraz daha güvenirse önümüzdeki sezon epey süreler alır ve bunu olumlu kullanarak kendini kabul ettirmeye başlar. Johnson’ın varolan bir potansiyeli var ve Pistons’ın da bu potansiyele ihtiyacı var. Burda iş Saunders’a düşüyor. Saunders bu gençleri hazırlar ve ekol yaratma yolunda bir oluşum içine girerse The Palace onu bağrına basar. Bu arada unutmadan Evans karşılğı Lakers’dan aldığımız Draft hakkından gelen ve geçtiğimiz sezon İspanya’nın WTC Cornella takımında oynayan 1985 doğumlu 2.15 metre boyundaki Senegalli Cheikh Samb ve bu seneki 2.tur draft seçimi olan Sammy Mejia’da Pistons’la kontrat yaptı. Dumars’ın kafasından geçen genç bir jenerasyon yaratmak ancak bu ne kadar başarılı olur bilinmez. İŞ SAUNDERS’DA BİTİYOR Eğer kadroda bulunan tecrübeli oyuncularla iyi harmanlanırsa bu gençler o zaman Pistons gelecek adına çok şey kazanır. Tabi bu harmanlama işini yapacak olan Flip Saunders. Aslında baktığımızda herşey Saunders’da bitiyor. Bakalım Saunders yarım kalan işi bitirebilecek mi? Bu sefer başarılı olabilecek mi? Detroit’de yarattığı olumsuz imajı silebilecek mi?
ein Bild Kobe,Kobe,Kobe Yeni bir yazıyla karşınızdayım.Uzun süre ara verdiğim yazılarıma tekrar devam ediyorum.Yazın ortalarındayız. Bu yazı sadece izleyerek geçirdim şimdi kağıda döküyorum. Öncelikle Lakers adına yaza damgasını vuran olay Kobe’nin gitmek istiyorum vs. vs. açıklamalar olduı.Uzun uzun yazmayacağım bunları.Herkes artık biliyor.Böylece gündeme oturdu Kobe. Arkadaşlarlada konuşurken ben Kobe’nin gitmeyeceğini ne derse desin kalacağını söylemiştim. Ve düşünürken kendi kendime şöyle bir komplo teorisi ürettim.Bende sevmem bu tip senaryoları ama yinede birden aklıma takıldı. Söz konusu adam Kupchak olunca komplo teorisi üretmemek elde değil.Belki bilirsiniz; Mitch Kupchak 1980’li yıllarda Lakers’ta forma giymiş bir forvettir. Ama pek ön plana çıkmış bir oyuncu değildir. 1986’da Batı Konferansı finallerinde Houston karşısında geride olan Lakers (ozamanki koç Pat Riley’di galiba) koçu sahaya Kupchak’i sürdü. Houston’ın ikiz kuleleri Ralph Sampson ve Hakem Olajuwon’a Lakers’ın yapacak bir şeyi kalmamıştı Kupchak oyuna gerginlik yaratmak için girmişti. Ve başardı sahada kavga çıktı.. Polisler girdi.Ve Olajuwon soyundan atıldı.Lakers umutlanmıştı ama son saniyede Ralph Sampson’ın atışıyla maçı kazanan Hosuton oldu.Şimdi ‘’Kupchak’i suçlama Pat Riley yapmasını istedi’’ vs. gibi şeyler söylemeyin bir şeyler kalmıştır mutlaka.Her neyse işte bu olayı duyduktan sonra Kupchak hakkında komplo teorileri bana gerçekçi gelmeye başladı. Bunun için bir komplo teorisi ürettim.Sürekli Kobe hakkında konuştuk.Giderse nereye nasıl gider? Dedik. Kobe’yi verip Lakers kimi alırsa başarılı olur gibi birçok konuda konuştuk. Sonuçta tahmin ettiğim gibi Kobe Lakers’ta kaldı. Peki sizce asıl konu bu mu? Bence asıl konu Kobe’nin yanına kimi alırsak başarılı oluruz. Bunu konuşmadık. Sadece aklımız Kobe’deydi. Sanki Kobe kalsa Lakers ligde en iddaalı takım olacaktı. Ve kaldı sonuçta. Beklide bir süre bu tip konuları uzak tutmak için Kobe’ye bu açıklamaları yaptırıp konuyu değiştirdiler. Sadece Kobe’yi düşünelim kalınca sevinelim yönetime teşekkür edelimdiye yönetim böyle bir hileye başvurdu. Kim bilir? Buda sadece bir düşünce böyle oldu demiyorum.Amacım sadece farklı bir bakış açıs yaratmaktı belki bu fikir aklınıza yatar. Herneyse, sezon içinde takımla ve Phil Jackson’la problem yaşayan Smush Parker’ı gönderdik. Çok iyi oldu. Ama hala iyi bir guarda ihtiyacımız var. Tamam geçen sene Smush hakkında umut veren yorumlar yapmıştım ama tutmadı kabul ediyorum. Bir garda göre ayakları yavaş ve savunması kötüydü.Şutları iyi değildi.Üçgen hücumun lütfu boş şutları bile kaçırıyordu.Sonuçta gönderdik.Peki yerine kimi aldık? Derek Fisher’ı aldık.Eski Lakers’Lı veteran gard.Utah ile sözleşmesini fesh ederek bize geldi. Ama Derek Fisher gerek yaşı,gerek kızının hastalığı nedeniyle pek fazla katkı sağlayamacak oyuna. Ve yine olan genç oyuncularımıza olacak. Ki Phil amca gençlere fazla güvenen bir koç değil. Bunun dışında Luke Walton ile tekrar sözleşme yeniledik. Luke Walton ile yıllık 5 milyon dolarlık bir sözleşme imzalandı. Biraz fazlamı ne?... Ama Walton üçgen hücum için önemli bir üç numara oyuncuydu.Elimizde tutmamız iyi oldu. Bunun dışında çok net bir hamlemiz olmadı. Jermaine O’neal dedikoduları bir ara çok revaştayken şimdi Lakers ile adı pek geçmiyor. Yine durgun bir Off Season. Her Lakers’lı gibi bende bunalımdayım.Hala heyecanla bir hamle beklyiorum. Umarım daha çok beklemeyiz. NOT:Son günlerde Kupchak’e herkes fazla yükleniyor böyle bir durumda normal olabilir Kobe’yide suçlayabilirsiniz.Sonuçta olayların içinde ne olduğunu bilmiyoruz.Kobe’de yönetimde suçlanabilir.Asıl suçlu lig başlayınca belli olur. Ağırlıkla Kobe üzerine bir yazı oldu.Ama ne yapalım Lakers yönetim ibunu konuşmamızı istiyorsa… Bol basketbollu günler.
 
NBA LİVE
 
 
 
E-Devlet Linkleri:
Devletim.com
Online Hizmetler
ÖSYM Sınav Sonuçları
Milli Eğitim Bakanlığı
Üniversiteler
Sağlık Bakanlığı
Emeklilik Hizmetleri
Hukuk ve Adalet
Emniyet Hizmetleri
Ekonomik ve Mali İşler
İş ve Eleman Arama
Genel Devlet Kurumları
Bakanlıklar
Valilikler
Belediyeler
Kaymakamlıklar
Siyasi Partiler
Silahlı Kuvvetler
Sivil Toplum
Engelli Sayfaları
Elçilik - Konsolosluklar
Avrupa Birliği
K.K.T.C.
Turizm
Tatil ve Gezi Rehberi
Deprem Linkleri
Haber Kaynakları
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol